2 CÜZZAM GÖNÜLLÜSÜ,

CHE GUEVARE VE TÜRKAN SAYLAN 

Yıl 1952 Ocak ayı. Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Buenos Aires’den arkadaşı Alberto Granado ile 1939 model Norton 500 motosikletle sadece kitaplardan öğrendikleri Latin Amerika’yı keşfetmek üzere yola çıkar. Henüz 23 yaşında ve uzmanlık alanı cüzzam. 

Dört Mevsimi içinde yaşatan uzun bir yolculuk onunkisi.  Önce Patagonya’ya gittikten sonra yönünü kuzeye çevirir. Bütün bir kıtayı güneyden kuzeye, Ant Dağlarını aşarak Venezüella’ya kadar kat eder. Bilemezdi bu yolculuğun ileride bütün hayatını değiştireceğini Arjantin’in romantik başkentinde idealist bir doktor olarak yaşamak yerine başka bir dünyaya savuracağını. Yolculuğu boyunca gittiği bir çok yerde, özellikle Peru’da cüzzam hastalarına yardım edecek onların hayata tutunması için özverili çalışmalar yapacaktır. Bir gece arkadaşları ile San Pablo‘da doğum gününü kutlarken aklına nehrin karşı kıyısında tedavisini yaptığı adadaki hastaları gelir ve onlarla birlikte kutlama yapmak ister. Soyunur şimdiye kadar hiç kimsenin ulaşamadığı karşı kıyıya doğru yüzmeye başlar. Nehrin her iki yakasındaki insanlar dehşet içindedirler. Karşıya geçip de hastalarla kucaklaştığında soluk soluğadır.    

6 yıl sonra, Türkiye’de İstanbul Üniversitesinde, yine 23 yaşında bir doktor adayı genç bir kadın akıl hastalıkları ihtisası için Bakırköy Akıl Hastanesine gider. Burada cüzzamlı hastalarla karşılaşır. Dehşet verici bir tablo ile karşı karşıyadır. Bütün öğrenciler akıl hastanesinde asla olmaması gereken cüzzamlılara bakarken sanki bir korku filmindedirler. Toplumdan tamamen dışlanmış tecrit altında yaşayan ürkek bakışlı deforme olmuş ayaklarında ayakkabı bile olmayan umutsuz ve çaresiz insanlar. Genç kadın altüst olur. Doğruca kütüphaneye gider, gece gündüz cüzzamla ilgili ve var ne yok okur. Bir akşamüstü evinde kitapları bir yana bırakıp penceresinden Kağıthane Çayırına doğru avazı çıktığı kadar bağırır:

TEDAVİSİ MÜMKÜN! TEDAVİSİ MÜMKÜN! 

Bu kadın daha sonra kurulacak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin kurucusu Türkan Saylan’dır. Onun Anadolu’da ömrünü adayacağı cüzzam mücadelesi ve yolculukları ise işte böyle başlar.

Önceleri en büyük zevki Amerikan futbolu oynamak olan Che Guevara, öğrencilik yıllarında yaptığı bu seyahat sayesinde Latin Amerika kıtası hakkında çok şey öğrenir. Şili’de Atacama çölünün tam orta yerinde birlikte bir gece geçirdiği yoksul komünist çift, Chuquicamata maden işçilerinin çaresizliği, Peru’daki cüzzam hastaları… Onun için bu adaletsiz dünyadan kurtulmanın ancak kıtanın tek bir ulus olması ile mümkündür. İşte bu nedenle Küba devriminden sonra genç bir bakanken birden ortadan kaybolur ve Küba’yı terk eder. Bolivya’da bütün kıta için bir hareket başlatır. Amerikan yanlısı CIA ajanlarının yönlendirdiği Bolivya hükümeti timleri tarafından öldürülür. Bazı insanlar için o acımasız bir terörist kabul edilse de, bir çok ülkede kitleler için devrimin ve umudun simgesidir hala.

Türkan Saylan ise cüzzamla mücadelesi ve hayatını adadığı Anadolu’da yaşayan yoksul çocuklarının eğitimine yaptığı katkılardan dolayı otuzun üzerinde ödül alır. Bir dernek bazında gerçekleştirdiği hareket Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Köy Enstitüleri’nden sonra en büyük aydınlanma hareketidir.   

19.05.2017