NADİR NADİ VE NAZIM HİKMET

4 Temmuz 1951 yılında Cumhuriyet gazetesi başyazarı Nadir Nadi, gazetesinde aşağıdaki yazıyı yazmıştı. 

“Nazım Hikmet de son çeyrek yüzyıl Türk edebiyatının en önde gelen şahsiyetlerinden biri sayılır. Şiirimize yeni bir ses getirmiş, politika yapmadığı zaman güzel mısralar yazmıştır. Nazım da öteden beri kendini komünizme kaptırmıştı. Gide gibi davetli değilse bile nihayet o da (ikinci defa olarak) Moskova’nın yolunu tuttu. 

Fakat gidergitmez ne yaptı? Birinci gidişin de adı sanı anılmayan Stalin’i öylesine göklere çıkardı ki, bu kadarını belki de en dalkavuk ruhlu bolşevikler bile hatırlarından geçiremezler. 

Nazım, Stalin için “Sovyetler’in büyük kahramanı, Rusların önderi” filan demedi. Düpedüz “Beni bu adam yaratmıştır, gözlerimin ışığını ona borçluyum.” dedi.”

Aynı yıl Nadir Nadi yazılarında, Kore Savaşı’nda ona göre özgür dünyanın mücadelesini defalarca destekliyor, canı gönülden Amerika’nın yanında yer alıyordu.

Nazım Hikmet 10 yıl sonra gözlerimin ışığını borçluyum dediği, Sovyet devrimini büyük bir diktatörlüğe dönüştüren Stalin için ölümü sonrası aşağıdaki satırları yazmıştı. 

Taştandı, tunçtandı, alçıdandı, kâattandı iki santimden yedi metreye kadar.
Taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan çizmeleri dibindeydik, şehrin bütün meydanlarında.
Parklarda ağaçlarımızın üstündeydi; taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi,
Taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın
Odalarımızda taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gözleri önündeydik.
Yok oldu bir sabah!
Yok oldu çizmesi meydanlardan,
Gölgesi ağaçlarımızın üstünden,
Çorbamızdan bıyığı,
Odalarımızdan gözleri,
Ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce taşın tuncun alçının ve kâadın.

Nâzım Hikmet Ran, 1961, Moskova

Nazım Hikmet’in Stalin’e methiyeler düzerken samimi olduğuna inanıyorum. Aynı şekilde de 10 yıl sonra Stalin’in ölümü sonrası dizelerinde de. 

Nadir Nadi’nin de yaşasaydı kendinden utanacağı bir çok yazısı olacaktı veya olmuştur. Nadir Nadi’nin de bu yazıları bir çıkar göz ederek yazdığını düşünmüyorum.

Aslolan yanlışlar değil, çıkar için bilerek yapılan yanlışlardır. 

Günümüzde bilerek çıkar için yapılan ve sonra inkar edilen yanlışlar o kadar çok ki!

12.11.2017