ŞİDDETİN KÖKENİ : 3

SİYASET İÇİN SAVAŞ MI? SAVAŞ İÇİN SİYASET Mİ?

 

 

“Savaş siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir.”
General Carl Von Clausewıth

“Siyaset, savaşın başka araçlarla sürdürülmesidir.”

Michel Foucault

 

  1. Yüzyılın Tarih ve Sosyal bilimler kavramlarını tersyüz ederek alışılmış evrensel görüşlerin aksine farklı bir görüş açısıyla dünyayı yeniden değerlendiren Foucault şüphesiz yeni yüzyılımızın da en çok tartışılan teorisyenidir.

 

O evrensel yaklaşımları ciddiye almaz, evrensellerden yola çıkan tarihselci yaklaşım ona göre tarihin çöp sepetine atılanları yok sayar. O sebeple evrensel değerler yerine tıpkı bir arkeolog gibi daha da derinlere inmemiz gerektiğini savunur.

Foucault’un arkeolojik yöntemi en alttan başlayarak terör, bilgi, politika, cezaevi benlik ve en üstte de biyoiktidar katmanlarına sahiptir.

Politik iktidarlar ona göre bütün yurttaşları denetim altında tutmak için çaba sarf ederler. İnsanların temel biyolojik özellikleri iktidarların genel stratejisinin nesnesidir. Savaş siyasetin daimi özelliğidir ve siyaset, avantajlı olanlarla olmayanlar arasındaki savaşı gizlemek için kullanılan bir araçtır.

İnsan ihtiyaçlarını temel alan biyopolitika düşüncesini güvenlik, toprak ve nüfus öğelerinden oluşan bir üçgen şekillendirir.

Hayatın kendisi politik stratejilerin bir hedefi haline geldiğinde savaşlar ve şiddet savunulması gereken bir egemen adına değil herkesin varlığı adına yapılır. Toplum bir bütün olarak yaşamsal zorunluluk için katliam yapmaya yönlendirir.

Bu tehlike özellikle ABD’de artık sadece dış güçler olarak algılanmıyor, yurtdışında kullanılmak üzere üretilen silahlar yurtiçinde de kullanılıyor.

 

25 Mart 2018