Yer Adları

 

Afrodisyas : Karya’da bir kent. Afrodit’e adanmış kent anlamındadır.

 

Afrodit Tapınağı (Knidos) : Knidos’ta ana caddenin kuzey batısındadır ve kentin en ilginç yapısıdır. İ.Ö. 4. Yüzyılda yapılan tapınak 1,5 m. yüksekliğindeki daire bir kaidenin üzerindedir. Heykelci Praksiteles’in Kos kentinin siparişi üzerine yaptığı Afrodit heykelini Koslular çıplak bulmalarından dolayı hoş karşılamamışlar ve Knidoslular Afrodit tapınağı için satın almışlardır. Knidos Afroditi denizcilerin tanrıçası olarak kabul edilir.

 

Anemourion : Bu günkü Anamur kentinin 6 km güney batısındadır. Yukarı kentte tiyatro, hamam ve bazalika vardır. Aşağı kentte ise nekropol vardır. Kenti ismi helencedeki anemos sözcüğünden türemiş ve rüzgarlı yer anlamına gelir.

 

Apollon Tapınağı (Didyma) : İlk Apollon tapınağı Arkaik dönemde yapılmış, daha sonraları Helenistik tapınak eski kalıntılarından yararlanılarak onun üzerine kurulmuştur. Anadolu’nun en önemli bilicilik merkezlerinden birisidir. Bilicilik burada Anadolu’ya İyon göçmenlerinin gelmesinden çok daha öncelere dayanır. Didyma hiçbir zaman bir kent niteliğinde olmamıştır. Yönetim olarak Miletos’a bağlıdır.

 

Apollon Tapınağı (Patara) : Apollon kehanet merkezinin bulunduğu tapınaktır. Kehanet merkezi kış aylarında Patara’da yaz aylarında ise Delos’a taşınıyordu. Heredotos kahinlerin tapınağa gece kapanarak kehanette bulunduklarından bahseder. İnanışa göre Apollon altı yaz ayını Delos’ta, altı kış ayını ise Patara’daki tapınakta geçirir.

 

Araksa : Ksanthos Vadisi’nin kuzey ucunda, dağlara yakın Ören köyünde yer alır. Ören’e yakın bir yerden doğan kaynak suları kuvvetli ve derin akıntılar oluşturarak Ksanthos Nehri’nin yatağına bağlanır. İnanışa göre Leto burada Apollon ve Artemis’i acılar içinde doğururken çektiği acılara kayaları tırmalayarak dayanmış ve bu kayalardan fışkıran sular Ksanthos’un kaynağını oluşturmuştur.

 

Arna : Ksanthos’un Likya dilinde kullanılan eski adı. Likya paralarının üzerinde bu isim yer almaktadır.

 

Artemis Tapınağı (Efes) : Artemision olarak da bilinir. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen tapınak İÖ 560-550 yılları arasında Lidya kralı Kroisos tarafından İyon düzeninde yaptırılmıştır. Ancak bazı kaynaklar tapınağın çok daha önce yapıldığını belirtirler. İÖ 356’da Herostratus isimli bir deli tarafından yakılan tapınak yeniden inşa edilmiştir. Yeni tapınak o dönemde Helen tapınakları arasındaki dünyadaki en büyük yapı idi. İS 262’de istilacı Gotlar tarafından yıkımıştır. Artemis Efes yaşadığı sürece en önemli tanrı olmuş, daha sonraki hristiyan inançlarını da etkilemiştir.

 

Asklepion (Pergamon) : Pergamon’un (Bergama) güney batısındaki kutsal alandır. Kente bir sütunlu cadde ve üstü örtülü bir tören yolu ile bağlıdır. İÖ 4. yüzyılda hekimlik tanrısı Asklepion’a adanmış kutsal suyun bulunduğu yerde kurulmuştur. İS 2. yüzyılda bu alana tiyatro ve kitaplık eklenmiştir. Çeşitli yörelerden gelin hasta insanların tedavi merkezi olarak kullanılmıştır.

 

Athena Tapınağı (Miletos) : İÖ 5. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiştir. Miletos kentinin batısındaki büyük agora alanına yapındır. Bu kette Athena ile ilgili bir söylenceye göre Arekna adında bir kız Athena’dan daha güzel nakış işlediği için tanrıça tarafından örümceğe dönüştürülerek cezalandırılır.

 

Dardanos : Hellespontus’un (Çanakkale) güneyinde Dardanion burnu yakınında bir kent. Halkına Dardanlar adı verilen bu kentte İÖ 84’de Romalı komutan Sulla ve Pontus kralı Mitridat arasında bir barış anlaşması yapılmıştı.

 

Delos : Ege denizindeki Kyklad adalarının en küçüğüdür. İkçağın önemli dinsel, siyasal ve ticaret merkezlerinden biridir. Leto’nun Apollon ve Artemis’i burada doğurduğuna inanılır. Apollon kutsal alanı önemli yerlerinden biridir. İS 1. yüzyılda ticaret yollarının değişmesiyle önemini yitirmiştir.

 

Didyma : Luvi dilinde Ana Tanrıçanın Kenti anlamına gelir. Aydın ilinin Söke ilçesinde Yenihisar köyü yakınındaki kutsal alan ve Apollon kehanet merkezlerinden biridir. Kuzeyindeki Miletos kentine bağlıdır. Denizden gelen ziyaretçiler Panormos limanından kutsal alana ulaşırlar. Apollon tapınağının yanısıra kutsal kuyusu ve kutsal defne korusu ile tanınır.

 

Efes : İyonya’nın en büyük ve ünlü kentlerinden biri. Hitit belgelerinde Apasa adı ile anılan kent sonradan Ephesos olarak anılmıştır. Anlamı Akarsu Kentiidir. İzmir’in Selçuk ilçesi yakınlarındadır. Önceleri (İÖ 560-550) deniz kenarında kurulan kent Kaystros (Küçük Menderes) nehrinin getirdiği alüvyonlar limanı doldurunca Pion dağı yakınlarına taşınmıştır. Antik çağda Kaystros vadisinden geçerek Asya’ya ulaşan büyü ticaret yolunun batıdaki başlangıç noktasıdır. Antik dönemde ünlü Artemis tapınağı ile tanınan kent, Geç Roma ve Bizans döneminde hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri olmuştur.

 

Elaia :  Helencede zeytin anlamına gelen kent, Pergamon Krallığının denize açılan önemli limanlarından biriydi. Liman sayesinde bir dönem ticaret ve Pergamon donanması merkezi işlevi görmüştür. Krallığın bir Roma eyaletine dönüşmesiyle Erken Bizans Dönemi’nde etkisini yitirmiştir.

 

Faros Adası : İskenderiye’de bir ada. İÖ 285’de bir dalgakıranla kente bağlandı. Knidoslu mimar Sostratos dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye fenerinin bulunduğu kuleyi buraya yapmıştır.

 

Fenike : Günümüzde Lübnan’ı ve Suriye ile İsrail’e ait toprakların bir kısmını kaplayan tarihsel bölge. Kendilerine Kenanlılar olarak tanımlamışlardır ve anlamı İbranicede tüccardır.

 

Frigya : Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Orta Anadolu Bölgesi’nin batısında kurulan krallığın yaşadığı bölge. Eskişehir, Kütahya, Afyon illerinin tamamını, Ankara, Konya ve Denizli illerininse bir kısmını kapsıyordu. Ana Tanrıça (Kibele) kültünün merkezi.

 

Furtün : Sicilyalı Diodoros’un anlattığına göre Suriyeli Tüccar İamboulos tropikal bir adada eşitlikçi bir toplum olan Heliopolis’i kurgular. Adı Fortün olan bu adada tam bir eşitlik, kardeşlik ve özgürlük ortamı vardır. Herkes mutluluk içinde yaşar, insanlar kendi isteği ile toplumun ortak yararı için çalışır. Boş zamanlarda herkesin tadabileceği zevkler vardır. Bu zevkler doğa, bilim ve sanatla ilgilidir.

 

Galya :  Romalıların Gal adını verdiği Kelt kökenli halkların yaşadığı bölge. Bu günkü Fransa’yı, Belçika’nın bir bölümünü, Almanya’nın batısını ve İtalya’nın kuzeyini içine alır. Toprak sahiplerinden oluşan bir sınıfın egemenliğinde bi kaç kabileye ayrılmış bir tarım toplumuydu. Roma kültürünün önemli merkezlerinden biriydi.

 

Girit : Akdeniz’in beşinci büyük adası. İÖ 3000 yılında Minos uygarlığının merkeziydi. İÖ 1450’de Mykenai’den gelen yunanlıların eline geçti. İÖ 67’de Romalılar fethetti.

 

Güneş Ülkesi : İamboulos’un kurguladığı Furtün adasında kurulan kent. Bkz. Furtün.

 

Halikarnossos : Şimdiki Bodrum. İÖ 11. yüzyılda kuruduğu sanılmaktadır. İÖ 7. yüzyılda 6 kentten Heksapolis birliği içinde yeralmıştır. Karya kralı Mausolos zamanında başkent olmuştur. Daha sonra sırayla Büyük İskender, Mısırlılar, Romalılar, Pontus Kralı Mitridat ve tekrar Romalılar kenti işgal etmişlerdir. Kentin adının kökeni Luvi dilinden gelmekte ve anlamı deniz kıyısındaki kutlu pınar kenti olarak kabul edilir.

 

İyonya : Ege bölgesi kıyı şeridi. İÖ 800 lerden önce 12 büyük İyon kenti bir birlik oluşturarak kıyı şeridini Panionion birliğini kurarak aralarında paylaştılar. Bu kentler Miletos, Myus, Priene, Efes, Kolophon, Lepedos, Teos, Klazomenai, Erythrai, Foça, Samos ve Khios’dur. İyonya sözcüğü Luvi dilinde İawana’dan gelmekte ve anlamı Anakara Ülkesi’dir.

 

İskenderiye : Mısır’da Büyük İskender tarafından, Rodoslu mimar Dinokrates’in hazırladığı plana göre İÖ 332’de kuruldu. Avrupa ve Asya arasındaki ticaret sayesinde kısa sürede gelişti. Helenistik dönemde Yunan bilim ve düşün dünyasının en önemli merkezi oldu. Romalılar zamanında imparatorluğun ikinci önemli merkezi oldu. Daha sonra Perslerin, Arapların ve Osmanlıların egemenliğine girdi.

 

İskenderiye Feneri : Dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen Antik çağın ünlü deniz feneri.  İÖ 280 yılında İskenderiye’deki Faros adasında Knidoslu Sostratos tarafından II. Ptolemaios adına yapılmıştır. Üç katlı ve yüksekliği 135 m’yi aştığı düşünülmektedir. Tepesine geniş ve sarmal bir merdivenle çıkılırdı. Burada geceleri ateş yakılarak yansıtıcılarla aydınlatma yapılmaktaydı. Fenerin üstündeki Güneş tanrısı Helios olarak yapılan heykelin Büyük İskender’i veya Zeus Soter’i simgelediği düşünülmektedir. 12. yüzyılda Araplar tarafından yıkılmış, taşlarından 1477’de bir kale yapılmıştır.

 

İskenderiye Kütüphanesi : Antik çağın ünlü kütüphanesi. İÖ 3. yüzyılda Ptolemaioslar tarafından kurulmuştur. Kuruluş hazırlıkları Anina’daki kütüphane’yi tanıyan Demetrios tarafından yapılmıştır. Yunan edebiyatının yanısıra Akdeniz, Ortadoğu ve Hindistandan getirilen eserlerin çevirilerin yeraldığı kütüphane dünya kültür tarihinin önemli basamaklarından biridir. Kayıtlara göre 500.000 rulo eserin bulunduğu kütüphane Sezar’ın Mısır’da bulunduğu İÖ 47 yılında iç savaş esnasında yanmış ve Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın isteği ile Pergaman Kütüphanesi’nden getirilen eserlerin de katkısıyla tekrar düzenlenmiştir. Kütüphane ömrünü Arap istilalarına kadar devam ettirmiştir.

 

Jeruselam : Bugünkü Kudüs. Kentteki en eski kalıntılar İÖ 3500 yıllarına aittir. Batı Sami kökenli olan ismi Tanrının Kurduğu Yer anlamına gelir. Kitabı Mukaddes’e göre Salem kralı Melkisedele ve Hz. İbrahim burada karşılanmıştır. İÖ 1000 civarında Hz. Davut kenti ele geçirmiştir. Hz. Davut’un oğlu Hz. Süleyman kenti genişletmiş ve birinci tapınağı yaptırmıştır. Böylece tek tanrılı dinin merkezi olmuştur. Tarih boyunca çeşitli saldırılara uğrayan kent İÖ 63’de Romalıların eline geçmiştir. Hz. İsa’nın ölüme mahkum edildiği kent Bizans’ın Hıristiyanlığı resmen tanımasıyla bu dinin kutsal merkezi olarak kabul edilmiştir.

 

Kaikos Irmağı : Bugünkü Bakırçay. Ege Bölgesi’nin akarsuyu. Uzunluğu 129 km. Güneydeki Ömer dağından doğar, Elaia (Çandarlı) körfezinden denize dökülür. Antik çağın liman kentlerinden Elaia,  Kaikos Irmağı’nın taşıdığı alüvyonlarla kıyıdan uzaklaşmış ve önemini yitirmiştir.

 

Karya : Heredotos’un yorumuna göreDestan Kişisinin Ülkesi. Güneybatı Anadolu’nun batıda ve güneyde Ege deniziyle, Kuzeyde Menderes Irmağıyla, Kuzeydoğuda Salbakos (Babadağ) ile, doğuda Kızılhisar, Acıpayam Ovası ile Güneydoğuda İndos (Dalaman Çayı) ile sınırlanan bölümü.

 

Kaystros : Bugünkü Küçük Menderes Irmağı. Hitit kaynaklarında adı Astarpa olarak geçer ve Luvi dilinde anlamı akarçay’dır. 175 km uzunluğundadır. Bozdağların doğu kesimindeki Karakoyun yaylasından doğan Kadın Deresi başlangıç noktası kabul edilir. Yüzyıllar boyunca taşıdığı alüvyonlarla Efes kentini kıyıdan uzaklaştırmış, kentin bir kaç sefer yer değiştirmesine ve sonrada yok olmasına neden olmuştur.

 

Kilikya : Bugünkü Çukurova bölgesinden, Mersin’den Alanya’ya kadar uzanan alan. Kuzeyde Toros dağlarının güney yamaçlarına dek uzanır. Sözcüğün Luvi kökeni Kutlu Geçit Yerinin Ülkesi’dir.

 

Knidos : Karya bölgesinde Keranmikos (Kerme) Körfezinin güneybatı ucundaki kent. İÖ 10. yüzyılda Yunanistan’dan gelen Dorlar tarafından kurulduğu düşülmektedir. O zaman bugünkü Datça ilçesinin yakınındaydı. İÖ 4. yüzyılda deniz ticaretinden daha iyi yararlanmak amacıyla yarımadanın uç bölümüne tasındı. Toprakları fazla verimli olmamakla birlikte Knidos ve çevresi şarap, tahıl ve zeytinyağı üretimi ile ünlüydü. Sirke yapımında da kullanılan şarapları Yunanistan’a, Mısır’a sonraları da Roma’ya ihraç edilirdi.

 

Korakesion : Bugünkü Alanya. Kentin adının Luvi dilindeki Korakassa’dan Helenceye Korakesion olarak geçtiği düşünülmektedir ve anlamı Çıkıntılık Kenti olabilir. Kent tarihi İÖ 4. yüzyıla dayanır. Diodotos İÖ 130’larda burayı korsanların merkezi haline getirmiş ve yüzyıla yakın bir süre korsan egemenliğinde kaldıktan sonra Romalıların eline geçmiştir. Hristiyanlık döneminde Piskoposluk merkezi olmuş, Selçuklular döneminde ise burada önemli bir tersane kurulmuştur.

 

Korikos : Bugün cennet ve cehennem olarak adlandırılan doğa harikası iki çok büyük doğal çukurun bulunduğu yerdedir. Silifke’ye 21 km mesafededir. Korikos kenti adını Korikos (çıkıntı) burnundan alır. Roma İmparatorluğu döneminde kent önem kazanmış, 12. yüzyılda Bizans’a başkaldıran Küçük Ermeni Krallığı burada kurulmuştur. 1448’de Karamanoğulları tarafından fethedilmiştir.

 

Kyrenayka : Sirenaik, Libya’nın doğusunda bir il. Mısırlı Potelemaioslar tarafından işgal edilen kent sonraları Romalıların eline geçti. Liman ve kervan yolları sayesinde yün ve hayvan ihracatı yapılabiliyordu. Bu dönemde Yahudiler sayesinde refah içinde yaşayan kent sonradan giderek önemini yitirdi.

 

Ksanthos : BugünküKınık, Likya’nın başkenti. İsim Helencede boz renkli (ırmak) anlamındadır. Bölgenin en büyük din ve yönetim merkezi. İÖ 545’de Pers işgalinde teslim olmak yerine kendileriyle birlikte kadın ve çocuklarını öldürdüler. Kent daha sonra İÖ 333’te Büyük İskender’in eline geçti. Bir dönem Ptolemaosların elinde kaldı. İÖ 43’de Brutüs kenti işgal ettiğinde yine büyük bir direnç göstermelerine rağmen yenildiklerinde Likyalılar kenti tamamen yaktlar. Romalılar Marcus Antonious döneminde kenti yeniden imar ettiler. Bizans döneminde giderek önemini yitirmiştir.

 

Ksanthos Irmağı : Bu günkü Eşen çayı, Muğla Antalya sınırındaki akarsu. Uzunluğu 146 km’dir. Patara’dan denize dökülür. Patara kentinin kalıntıları bu ırmağın getirdiği alüvyonların altında kalmıştır.

 

Kyme : Anadolu’da Çandarlı körfezinin güney kıyısında Aliağa yakınlarındaki Namurtköy kasabası. İÖ 2. yüzyıla ait kalıntılar vardır. Roma döneminde önemini korusa da Geç Roma döneminde giderek önemini yitirmiştir.

 

Lade Adası : Eskiden Ege denizinde Miletos yakınlarında bir ada olan Lade şimdi ovanın ortasında çorak bir tepe görünümündedir. Bu adada küçük bir İyon donanması bulunurdu. İÖ 494’de İyonyalılar Perslere karşı bu ada yakınlarında savaşmış ve yenilmişlerdir. Bu savaş Lade Savaşı olarak bilinir.

 

Likya : Aandolu’nun Teke yarımadasını kapsayan bölümüdür. Fethiye ve Antalya körfezleri arasındaki denize uzayan kısmıdır. İsmi Lukka sözcüğünden geldiği ve anlamının Işık Ülkesi olduğu kabul edilir.

 

Mareotis Gölü :  Bugünkü Maryut gölü. Mısır’da Nil deltasında denizkulağı, Akdeniz’den İskenderiye’nin kurulmuş olduğu kıyı şeridi ile ayrılır.

 

Mausoleion: Artemisia II’nin kocası Mausolos ve kendisi için yaptırdığı anıt mezar. Dünyanın 7 harikasından biridir. İyon düzeninde sütunların süslediği ve tepesinde bir zafer arabası bulunan dev bir yapıdır. Duvarlarında Kentaruoslarla Amozonların savaşları ve bir araba yarışı kabartmaları bulunur. Rodos şövalyeleri tarafından duvarları Bodrum Kalesi’nin yapımında kullanıldı.

 

Miletopolis : Anadolu’da Mysia bölgesinde bir şehir. Bir görüşe göre şehir Miletos kolonisi olarak kurulduğu söylenir. Öİ 4. yüzyıla ait sikkeler vardır. Bizans döneminde piskoposluk merkezi olmuştur.

 

Miletos : Batı Anadolu’da Büyük Menderes ırmağının Ege denizine döküldüğü yerde kurulan kent. İsmi Milawanda’dan gelir ve anlamı Anatanrıça tapkı yerine giden yolun sahibi’dir.  Önceleri yerli Kar halkının oturduğu kente sonradan Giritliler ve İyonlar gelmiştir. Kent deniz ticaretinin gelişimine çok katkılarda bulunmuştur. İÖ 680 yılından sonra Lidya devletinin kurulmasıyla, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de bir çok Miletos kolonisi kuruldu. Kent daha sonra Perslerin ve Makedonyalıların eline geçti. İÖ 133’de Roma hakimiyetine girdi. Büyük Menderes’in getirdiği alüvyonlarla kent denizden uzaklaşınca önemini yitirdi.

 

Moseion : İstenderiye’de Ptolemaioslardan I. Soter tarafından Brucheion’da kral sarayı yakınında bir akademi kuruldu. O dönemin bilim adamlariı burada araştırmalar yapıyorlardı. Bu kapsamda bir de kütüphane (İskenderiye Kütüphanesi) bulunuyordu. Kütüphanede 500.000-700.000 rulo eser bulunduğu söylenir. Ayrıca çeşitli botanik ve hayvanat bahçeleri de vardı. Bilim adamlarının topluca yemek yedikleri büyük bir de salon vardı.

 

Mylasa : Milas, İsmin Luvi dilinden geldiği ve Değirmen kenti anlamına geldiği söylenir. (B. Umar) Karya kralı Mausolos tarafından kent Mutluca köyündeyken şimdiki Milas’a taşındı. Kentin en önemli tanrısı Zeus idi.

 

Myra : Likya kentii. Bugünkü Demre/Kale kasabası. Kaş ile Fenike arasındadır. Luvi dilindeki Mura, Yüce Ana Tanrıça sözcüğünden gelir. Likya birliğinin altı büyük kentinden biriydi. İÖ 6. yüzyılda Perslerin ve daha sonra Büyük İskender’in egemenliğine girmiştir. İS 4. yüzyılda Patarlı Aziz Nikolas (Noel Baba) burada piskoposluk yapmıştır.

 

Nereidler Anıtı : Ksanthos kentinin en güzel anıtıdır. İÖ 400 yllarında yapılmıştır. İyon düzeninde bir tapınağa benzemektedir. İçinde mezar odası ve üst yanında ölülerin mutlular adalarına gidişi sırasında yanlarında olan Nereidlerin (Su perilerinin) heykelleri bulunuyordu. Büyük frizde Pers-Yunan savaşı anlatılır. Küçük frizde Likya prensi büyük Pers kralının buyruğu ile başardığı işleri kutlamaktadır. Sütunların arasında nereidler mezar sahibini gökyüzüne taşıyacaklardır. Eser şimdi Londra’da Britsh Museum’dadır.

 

Oinoanda: Likya ve Pisidia sınırı üzerindedir. Muğla ili Fethiye ilçesi Seki kasabasına bağlı incealiler köyünün  2 km batısındaki tepededir. Tepenin kuzeyinde Kibrytatis bölgesine bağlantı yolu vardır. Bu yolu Ksanthos Irmağı kesmektedir.

 

Oympus : Bugün Çıralı, Yanartaş. Antik dödemdeki Likya kenti. Antalya körfezinin güneybatı kıyısında Kumluca ilçesine bağlı Çavuşköy’ün doğusundadır. Bu bölge Kilikyalı korsanların üssü olduğu için Coğrafyacı Strabon burayı Kilikya olarak isimlendirir. Luvi dilinde dağ anlamına gelir. Bir Likya kenti olmasına rağmen Öİ I. Yüzyılda korsanların üssüdür. Daha sonra Romalıların eline geçmiş ve 15. yüzyıldan sonra tümüyle terk edilmiştir.

 

Paestrum Limanı : İtalya’nın Luciana bölgesinde bir yunan kenti. İÖ 600’lerde Sybarisli koloniciler tarafından kuruldu. Zengin bir kentti ve daha sonra kenti Romalılarca Latin kolonisi haline getirildi. Roma döneminde önemli limanlardan biriydi.

 

Pamfilya : Antalya Ovasının ilkçağdaki adı. Kıbrıs adasına doğru uzanan denize Pamfilya denizi denir. Roma dönemindeki 5 büyük kenti Attaleia (Antalya), Perge, Sillion, Aspendos ve Side’dir.

 

Panormos Limanı : Antik çağda Ege denizinde deniz yolu ile Didyma’ya ulaşım sağlayan liman.

 

Patara : Likya bölgesinde Teke yarımadasında Kalkan’a 15 km mesafede antik kent. Likya’nın Metropolis olarak nitelenen 6 kentinden biridir. Kent İÖ 6. yüzyıldan İÖ 334’e değin Perslerin egemenliğinde kaldı. Kent sonra Büyük İskender’in eline geçti. Daha sonra diğer Likya kentleri gibi Ptolemaosların egemenliğinde kaldı. İÖ 190’da Roma egemenliğine girdi ve Roma tarafından Rodoslulara bırakıldı. Sonraları Ksanthos ırmağının getirdiği alüvyonlarla kent bir bataklık haline geldi ve kent önemini yitirdi.

 

Pergamon : Bugünkü Bergama. Luvi dilinde Pargauma, Yüksek Yerin Kenti anlamındadır. Anadolu’nun batısında Mysia bölgesinde bir kent. Kaiokos vadisinin kuzey tarafında yüksek bir vadiye kurulmuştur. Helenistik dönemde Attalos hanedanın başkentidir. Roma döneminde kent ovaya doğru genişlemiştir. Mitridat döneminde Pontus Krallığının eline geçmiş ve tekrar Romalıların eline geçene kadar Pontus’un başkenti olmuştur. Sonra sırasıyla Bizans ve Osmanlıların eline geçmiştir.

 

Pergamon Kütüphanesi : İskenderiye kütüphanesinden sonra Helenistik dönemin en büyük ikinci kütüphanesidir. II. Eumenes zamanında kurulmuştur. Kütüphane Athena tapınağı yakınında sütunlu avlularla bağlantılı dört büyük odadan oluşmaktadır. Rulolar duvarlardaki nişlere yerleştirilen raflara konuyordu. Tahminlere göre bina İskenderiye’deki Moiseion esas alınarak yapılmış ve daha sonra Roma kütüphanelerine örnek olmuştur. Kütüphane personeli bilim adamlarından oluşuyordu ve 200.000 rulo eser vardı. Kütüphane Moesion’la yarışacak derecede geliştiğinde Mısılılar papirüs ihracını yasaklamışlardır. Pergamon bu duruma keçi ve dana derilerinden üretilen parşömeni keşfederek çözüm bulmuştur. Mısır Kraliçesinin istegi ile Romalı komutan Marcus Antonious Pergamon’daki eserlerin bir çoğunu İskenderiye’ye getirtmiştir.

 

Pessinus : Balhisar. Orta Anadolu’da önceleri Frigya, sonra Galatya sınırları içinde yeralan antik kent. Eskişehir – Ankara yolunun Sivrihisar kavşağından 16 km güneydedir. Kibele kültünün merkezidir. Pessinus rahipleri Kibele’nin sembolize edildiği bir göktaşının bulunduğu tapınak Anadolu’daki Anatanrıça kültünün din merkeziydi. Dinsel yönden olduğu kadar ticaret merkezi olarakta bilinen kent, Frigyalılardan sonra Galatların, daha sonra da Romalıların eline geçmiştir. İustinianpolis’in (Sivrihisar) gelişmesiyle önemini yitirmiştir.

 

Phaselis : Anadolu’nun güneybatısında Likya bölgesinde bir kent. Antalya-Fenike sahil yolunda Antalya’ya 50 km uzaklıktadır. İÖ 691’d Rodoslu koloniciler veya Fenikeliler tarafından  kurulduğu görüşleri vardır. İÖ 545’de Perslerin eline geçmiştir. Delos birliğine katılarak İÖ 449’da özgürlüğüne kavuşmuştur. İÖ 334’de Byük İskender daha sonra da Potelemaiosların denetimine girdi. İÖ 1. yüzyılda Kilikyalı korsanların eline geçse de sonraki Arap korsanların denizde yarattığı terör nedeniyle önemini yitirdi.

 

Pion Dağı : Efes’i çevreleyen dağlardan birinin adı. Şimdi üzerinde Meryem Ana evinin bulunduğu Panayır dağı. Hitit dilindeki Arinnanda (Pınarlı) dağı olduğu görüşü gerçeğe yakındır. (B. Umar)

 

Priene : İyonya’da bölgesinin en eski ve ünlü kentlerinden biri. Şimdiki Söke’nin batısında eski Latmos Körfezi’ini kuzey kıyısındadır. Kentin adı Luvi-Pegasgos dilinde Hisar anlamına gelir.

 

Pitane : İÖ 10. yüzyılda kurulduğu düşünülmektedir. Bugünkü Ege bölgesindeki Dikiliye bağlı Çandarlı bucağındadır. Luvi dilinde kökeni Suyu Bol Ülke anlamına gelir. İlkçağda Aiolis kentidir, Kaikos ırmağının ağzındadır.

 

Po : İtalya’nın batı sınırında yeralan Kott Alpleri üzerinde yeralan Viso dağından doğan Po Irmağı doğudaki Adriyatik denizine dökülene kadar 652 km yolalır. Bu ırmağın sulama alanı İtalya’nın en geniş ve verimli Po ovasını oluşturur.

 

Pontus : Anadolu’nun kuzeydoğusundaki antik bölge. Bu günkü Orta Karadeniz bölgesi ve Doğu Karadeniz Bölgesini kapsar. Helen dilinde deniz anlamına gelir.

 

Priapos : İlkçağda Bereket tanrısı Priapos’un adını alan kent. Granikos ırmağı (Biga çayı) civarındadır.

 

Rodos : Ege denizinde Yunanistan’a bağlı olan 12 adanın en büyüğü. Önceleri Minos uygarlığının etkisi altında kalmıştır. Sonra bu uygarlık çökünce İÖ 1000’lerde Dorlar tarafından istila edilmiştir. Romalıların İÖ 166’da Delos’u serbest liman yapmalarından sonra ekonomik olarak geriledi. İS 395’den sonra Bizans hakimiyetine girdi. Daha sonra Bizans ve Osmanlı egemenliğinde yaşadı. Rodos heykeli dünyanın 7 harikasından biri kabul edilir.

 

Salamis : Kıbrıs’ta antik kent. Adanın doğu tarafında bugünkü Magosa’nın kuzeyinde yeralır. Fenike, Mısır ve Kilikya arasındaki ticaretin odağı durumundaydı. İÖ 525’de Perslerin denetimine girdi. İS 115-117 yılları arasında Yahudi ayaklanmalarında yağmalanan kent Roma İmparatoru II. Kostantin tarafından İS 337-361 yılları arasında onarıldı.

 

Sarpedon Tapınağı : Likyalı kahraman Sarpedon adına Ksanthos’ta yapılan tapınak.

 

Side : Pamfilya bölgesinde bir antik kent. Kentin adının anlamı nar’dır. Antalya-Alanya karayolunun 66. km’sindedir. Bölgenin en eski ve önemli liman kentiydi. Batı Anadolu kentlerinden Kyme’nin kolonisi olarak kurulduğu görüşüne rağmen bazı araştırmacılar kentin daha eskiye dayanan bir tarihi olduğunda ısrarlıdırlar. İÖ 7. yüzyılla ait buluntular vardır. Bütün Likya ve Pamfilya kentleri gibi Side’de sırayla Perslerin, Makedonyalıların ve Potolemaiosların eline geçmiştir. Romalılar tarafından bütün Pamfilya Pergamon krallığına verilse de Side bağımsızlığını korumuştur. Bu dönemlerde Doğu Akdeniz’deki ticareti geliştirerek zenginleşmiş ve önemli bie bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Köle alım satımı başlıca geçim kaynağı idi. Bizans döneminde varlığını sürdürmüştür.

 

Sidon : Sayda. Lübnan’da Akdeniz kıyısında bir Fenike antik kenti. Kentteki buluntular İÖ 3000’lere aittir. Homeros’un yapıtlarında ve Eski Ahit’te sık sık adı geçer. Asurlular, Babilliler, Büyük İskender, Selevkoslar ve Potolemaiosların eline geçmiştir. Romalılar döneminde mor boyaları ve cam işçiliği ile ünlüydü. Haçlı seferleri ırasında bir çok kez el değiştirmiş ve sonraları Osmanlı topraklarına katılmıştır.

 

Sina Dağı : Mısır’da Sina yarımadasının ortagüney kesiminde Sana el-Cunubiye ilinde 2.285 m. yüksekliğinde granit doruk. Yahudi tarihinde tanrısal vahyin indiği yer olarak kabul edilir. Tanrı burada Hz. Musa’ya görünerek on emri ilettiğine inanılır. Yahudi inanışına göre tanrı sadece on emri değil Musa’ya Tora metninin tümünü ve tefsirini de indirmiştir.

 

Sinope : Anadolu’nun Karadeniz’e sokulan en kuzey kesimindeki antik kent. Kentin adı eski Anadolu dillerinde Sinuwa Güzel Balıklık olarak geçtiği düşünülmektedir. İÖ 3500 yıllarına dayanan bir kent tarihi vardır. Burada İÖ 7. yüzyılda Milotos’lularça bir ticaret kolonisi kurulmuştur. Likya, Pers ve Makedonya denetiminde kaldıktan sonra İÖ 3. yüzyılın başlarında Pontus krallığına başkent oldu.  İÖ 1. yüzyılda Roma egemenliğine geçti ve daha sonra Bizans ve Osmanlıların eline geçti. Antik çağın önemli düşünürü Diyojen’nin doğum yeridir.

 

Sinoria Kalesi : Mitradates Eupator’un kurduğu ve devlet hazinesinin bir bölümünü sakladığı kalelerden biri. Kral İÖ 65’de bu kaleye sığınmıştı. Pontus krallığı ve Ermeni Krallığı sınırında bir yerdedir. Yeri tam olarak saptanamamıştır.

 

Sirenlerin Anıtı : Harpyler anıtı. İÖ 480 yılında yapılan anıt Ksanthos’un en görkemli yapılarından biridir. Yüksek bir gövde üzerine oturtulmuştur. Yukarıda ölü ailesini ve sirenleri tasvir eden kabartmalar vardır. Asılları British Museum’a götürüldüğünden Ksanthos’ta alçı kopyaları vardır. Anıt 8,87 m. yüksekliğindedir. Ölülerin ruhlarını simgeleyen küçük kadınlar şeklindeki sirenler önceleri yanlışlıkla harpy sanıldığından Harpyler anıtı olarak tanınır.

 

Smyrna : Eski İzmir, Bayraklı höyüğü. Eski Anadolu dillerinden Smurna’dan türeyen sözcüğün anlamı Kutsal Yüce Ma Ülkesi (B. Umar) olabilir. Kentin tarihi buluntulara göre İÖ 2500’lere dayanır. Kentte Tunç çağı sonrası, Demir çağı boyunca Aoiller ve İyonlar oturmuştur. Pers işgali sonrası önemini yitirse de, sonraları surların da dışına taşarak gelişmiştir. İÖ 300’lerde Pagos dağının eteklerinde yeni bir kent kurulmuştur.

 

Sparta : Yunanistan’da Peloponnesos Yarımadasının güneydoğusunda bir kent. İÖ 5. yüzyıldan sonra ağırlıklı olarak askeri güce önem vren kent Atina’yı Penoponnesos Savaşı’nda (İÖ 431-404) yenmesi sonucu Yunanistan’ın en güçlü devleti haline gelmişti.

 

Straton’un Kulesi : Sezariye. Önceleri bir Fenike yerleşkesi olarak kuruldu. Roma döneminde Heredos tarafından liman genişletildi ve kent büyüdü. İmparator Agustus Caesar döneminde adı Caesarea olarak değiştirildi ve Yahudiye’nin en büyük liman kenti oldu.

 

Termiller : Likya halkının kendilerini adlandırdığı isim. Termillerin Rodos adasından Likyaya gelen Giritlilier olduğu kanısı yaygındır. 4. yüzyıla kadar Likyalılar bu ismi kullanmakta ısrar ettiler.

 

Troas : Troya kentinin bulunduğu alana Helenlerce verilen genel ad. Ege denizi ve İda dağı arasındaki merkezi Troya olan bölge.

 

Troya : İlion. Çanakkale boğazı kıyısı yakınında Skamendros ve Simoeis ırmakları arasındaki tepede kurulan Anadolu’nun en eski antik kentlerinden biri. Homeros’un İliad adlı eserinde adı geçen kent.

 

Yahudiye : Şimdiki Filistin. Eskiçağda Yahudi ülkesinin merkezi. Tarıma elverişli bir bölgedir. İncir ve üzüm yetiştirilir. Filistin’in Lut gölü ve Akdeniz arasında kalan güney kısmıdır. Kral Herodes döneminde imar çalışmaları yapılmış ve Yahudiye kentleri gelişmiştir.

 

Zeus Sunağı : Pergamon Sunağı olarakta bilinir. Pergamon Akropolis’inde bulunan sunak, Pergamon kralı II. Eumenes’in Selevkos kralı ve Galatlarakarşı kazandığı zaferlerin anısını ölümsüzleştirmek için yapılmıştır. Zeus ile Athena’ya adanmıtır. Yaklaşık 35 m. kenarlı bir kare kaidenin üzerinde U biçiminde sütunlu galerilerden oluşur. Sunak Osmanlı hükümetinin izniyle Berlin Müzesi’ne taşınmıştır. Pergamon’da sadece temel kaidesi vardır.